Konya’da 25 Şubat 2021 tarihinde kısa bir deprem yaşandı. Deprem, yerel saat 14:52 sıralarında meydana geldi ve Kandilli Rasathanesi’ne göre M4.3 büyüklüğündeydi. Deprem, Konya ve çevresindeki illerden etkilenenler tarafından hissedildi. Deprem sonrası bölgeye hızla Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) yetkililerinin sevk edilmesi üzerine yerinde incelemeler başlatıldı. AFAD ekipleri, depremden zarar gören insanların maddi durumlarını değerlendirmek ve yardım almak üzere hayatlarını tehlikeye atmamaları için daha fazla sağduyuyla hareket etme çağrısında bulundu. AFAD ve Kandilli Rasathanesi yetkilileri, Konya’daki depremin “küçük ölçekli” olduğunu ve ciddi hasara neden olmayacağını açıkladılar. Doktorlar, kas ağrıları ve korkuya sebep olan panik atakları gibi yoğun olmayan fiziksel reaksiyonların az da olsa olmasının normal olduğunu belirttiler. Şimdilik ülkenin herhangi bir yerinde önemli hasarlarla ilgili bir rapor bulunmadığına dikkat çekti. Konya’daki deprem, Riskli Alanlar Raporu tarafından İstanbul’un Ege Bölgesindeki “Türkiye’nin en riskli alanlarından biri” olarak kabul edilen bir alan olarak sınıflandırıldı. Ancak bu, ülkedeki riskli alanların sayısının artmaya devam ettiği anlamına gelmiyor. Türkiye’de yaklaşık 750 civarında riskli alan belirlenebilmiştir. Şimdi, Türkiye’in en riskli alanlarının depremleri azaltmak için ne yapabilecekleri üzerinde çalışılıyor. Her yıl en az 200 doktor ve 250 mimar deprem zararlarını önlemek için çalışmalar yürütüyor. Ayrıca, ülke genelindeki 170 binin üzerindeki inşaatlara da özel deprem güvenlik standartları uygulanıyor. Ayrıca, 2009’dan bu yana, AFAD ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı arasında bir koopüratif proje olan ‘Deprem Sonlandırma Programı’nın uygulanmasıyla riskli alanlar arasında nispeten daha önemli operasyonlar başlatıldı. Bu programla, mevcut binaların depreme karşı dayanıklı hale getirilmesi için en son teknolojiler kullanılıyor. Türkiye, binden fazla bina onarım projesi gerçekleştirdi. Özellikle Konya’da, mesafe ölçümlerine göre depremlerin gücünü ve sonuçlarını hesaba katılarak stratejik davranılması gerekiyor. Depremlerin maliyeti ve travmatik etkileri minimuma indirgenmelidir. Küçük ölçekli depremlerde kayıplara neden olabildiği için, insanların bu tür tehditlerle başa çıkma stratejileri geliştirmeleri önemlidir.
