Kocaelide Bir Kişi İçin Ölümle Sonuçlanan Tartışma Kocaeli’de, sevgilisiyle birlikte ormanlık alana gidip bir tartışmaya tutuştuğu kişiyi silahla vurarak öldürmekten dolayı tutuklanan bir kişi, ölüm cezasına çarptırıldı. İddialara göre, bu trajik ölüm Kocaeli’nde gergin günlerin arkasındaki siyasi ve ekonomik belirsizlikten kaynaklandı. Bu suçlamalar ile, başkentte’ski kişi hakkında’den, Kocaeli’ndeki hakim karar verildi. 1 Ocak 2020 tarihinde, Kocaeli mahkemesinin, Kocaeli’li biri olan bu kişiyi azarladıktan sonra, ölüm cezasıyla mahkum ettiği açıklandı. Mahkeme kararına göre, olay şiddetin ve insan ölümünün artmasıyla ilgili mağdurlara zarar veren bir durum olduğu için, suça teşvik etmesi ve diğer kaba kuvvet uygulamalarını önlemek için, yürürlükteki yasaların en ağır cezayı vermek gerektiği kesin oldu. Kocaeli’de olaydan yaklaşık üç hafta önce, sevgiliyi patlama nedeniyle ormanlık alana götüren bu kişi, sevgilisini silahla vurarak öldürdü. Kendisi ise nefes almaz oluncaya kadar kandırılarak, suça teşvik edilmesi için suç ortağı olarak tutuklandı. Suç ortağının Türk erkekler arasında yaygın olan şiddet eylemlerini desteklememesi ya da engellemesi, işlenen suça tetikleyiciler olarak kabul edilmedi. Mahkeme, onu cinayetin zamanı ve mekanında bulunduğu için, suçlu olarak kabul etti. Suça teşvik olarak isimlendirilen suç ortağı, özel durumları açısından, ölüm cezasına kıyım edildi. Bu olay, halk arasında yoğun endişeye yol açmıştır. Şiddet ve suça maruz kalanların sayısı arttıkça, artan tedirginlik ve korku, Kocaeli toplumunda yaygınlaşmıştır. Bu olumsuz etkinin partner şiddetine rahatsızlık yaratmadan önlenebilmesi için, devlet yetkilileri ve sivil toplum kuruluşları suçlu ve mağdurların pozisyonlarını anlamalı, mevcut yasaları daha güçlü hale getirmelidir. Bununla birlikte, toplumda anlaşılır ve paylaşılabilir değerler geliştirilmelidir. Mağdurlara yardımcı olacak yeni politikaların kurgulanması ve güvenlik teknolojilerinin kullanılması gerekmektedir. Suça teşvik eden suçlu ortağın kitlesel ölüm cezası alması, asılması ya da işkenceye maruz bırakılması gibi şiddet önlemleri mağdurların can güvenliğinin teminatı değildir. Buna ek olarak, ekonomik koşullara karşı savunmasız olan ve şiddete daha çok maruz kalanların ve çocukların pozisyonlarını güçlendirecek çabanın sürdürülmesi gerekmektedir.
